Zekatın
hükmü
Zekat, hicretin ikinci
yılında, Ramazan
orucundan sonra farz kılındı, İslam'ın beş şartından birisidir. Kuran-ı
Kerim'de zekatı emreden pek çok ayet vardır. Bunlardan birisi:
"İman edip iyi işler
yapan, namaz
kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara
korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler." mealindeki Bakara Suresi,
277. ayetidir. Bu ayette beraber zikredilen namaz ve zekat kelimeleri Kur'an-i
Kerim'de aynı ifade ile birçok yerde daha tekrarlanmıştir. Bu ayetlerden bir
kısmı sırasıyla: Bakara Suresi 177. ve 271., En'am Suresi
141., Tevbe Suresi
11. ve 60., Enbiya Suresi 73., Nur
37., Beyyine Suresi 5. ayetleridir.
Hz Muhammed'in de bu
konudaki hadislerinden birkaç örnek:
"İslam, beş esas
üzerine kurulmustur: Allah'dan baska ilah olmadığına ve Muhammed 'in Allah'ın
peygamberi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek,
Ramazan orucunu
tutmak ve hacca gitmektir." (Tirmizi İman-3; Buhari
İman-1;Müslim İman-21)
"Mallarınızı zekat ile
koruyunuz. Hastalıklarınızı sadaka ile iyileştiriniz, bela dalgalarını dua ve
niyaz ile karşılayınız." (Büyük İslam İlmihali, Ömer Nasuhi Bilmen, Bilmen Yay.,Sy.435)
ZEKAT
KÜTÜB-İ
SİTTE HADİS-İ ŞERİFLERİ
641 - Adiy Ibnu Hatim
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Boynumda altundan yapilmis bir hac oldugu
halde Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a geldim. Bana: "Ey Adiy
boynundan su putu cikar, at!" dedi ve arkadan su ayeti okudugunu
hissettim:
"Onlar Allah'i birakip hahamlarini, papazlarini ve Meryem oglu Mesih'i rableri olarak kabul ettiler. Oysa tek ilahtan baskasina kulluk etmemekle emrolunmuslardi. Ondan baska ilah yoktur. Allah, kostuklari eslerden munezzehtir." (Tevbe, 31).
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) devamla: "Aslinda onlar, bunlara (ruhbanlarina) tapinmadilar, ancak bunlar (Allah'in haram ettigi bir seyi) kendileri icin helal kilinca hemen helal addediverdiler, (Allah'in helal kildigi bir seyi de) kendilerine haram edince hemen haram addediverdiler."
Tirmizi, Tefsir, Berae, (3094).
642 - Tabiinden Zeyd Ibnu Vehb anlatiyor: "Rebeze'ye ugramistim. Orada Ebu Zerr (radiyallahu anh)'i gordum. Kendisine: "Seni buraya getiren sebep nedir?" diye sordum. Soyle acikladi: "Sam'daydim. Bir ayet hakkinda Muaviye (radiyallahu anh) ile ihtilafa dustuk. Ayet su: "Ey iman edenler! Hahamlar ve rahiplerin cogu, insanlarin mallarini haksizlikla yerler. Allah yolundan alikoyarlar. Altin ve gumusu biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakici bir azabi mujdele. Bunlar cehennem atesinde kizdirildigi gun, alinlari, bogurleri ve sirtlari onlarla daglanacak. "Bu, kendiniz icin biriktirdiginizdir, biriktirdiginizi tadin" denecek" (Tevbe, 34-35). Muaviye (radiyallahu anh): "Bu ayet ehli kitap hakkinda inmistir" dedi. Ben ise: "Hem bizim, hem de onlar hakkinda indi" dedim. Bu mesele uzerinde aramizda ihtilaf cikti. Halife Hz. Osman (radiyallahu anh)'a yazarak beni sikayet etti. Hz. Osman bana yazarak Medine'ye gelmemi emretti. Bunun uzerine Medine'ye geldim. Halk, sanki daha once beni hic gormemis gibi, coklukla etrafimi sardi. Durumu Osman (radiyallahu anh)'a actim. Bana: "Istersen buraya yakin bir yere git" dedi. Iste beni buraya getiren gercek sebep budur. Benim uzerime Habesli siyahi bir koleyi amir tayin etseler mutlaka dinler, itaat ederim."
Buhari, Zekat 4, Tefsir, Berae 6.
643 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir bedevi kendisine: "Bana su ayet hakkinda acilamada bulun, dedi ve ayeti okudu: "Altin ve gumusu biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakici bir azabi mujdele" (Tevbe 35). Ibnu Omer su cevabi verdi:
-"Kim onu biriktirir ve zekatini vermezse vay haline! Bu ayet zekat emri gelmezden onceye aittir. Zekat emri gelince, Allah zekati mallar icin bir temizlik kildi."
Buhari, Zekat 4, Tefsir, Berae 6; Muvatta, Zekat 1, (1, 256).
644 - Muvatta'da soyle denmistir: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e "(Azaba sebep olacak) hazine nedir?" diye sorulunca: "Zekati verilmeyen maldir" diye cevap verdi."
Muvatta, Zekat 1, (1, 256).
645 - Sevban (radiyallahu anh) anlatiyor: "Altin ve gumusu biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakici bir azabi mujdele" ayeti nazil oldugu zaman biz, Hz. Peygamber'le bir seferde bulunuyorduk. Ashabindan bazisi: "Ayet altin ve gumus hakkinda indi, hangi malin daha hayirli oldugunu keske bilseydik?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi: "(Sahip olunan seylerin en efdali: Zikreden bir dil, sukreden bir kalb, kocasinin imanina yardimci olan saliha bir zevcedir."
Tirmizi, Tefsir, Berae (3093).
646 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Altin ve gumusu biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakici bir azabi mujdele" ayeti nazil oldugu zaman, Muslumanlar bundan fazlaca kaygulandilar. Hz. Omer (radiyallahu anh): "Ben sizin uzuntunuzu giderecegim, haydi gelin" dedi ve gidip Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e muracaat ederek: "Ey Allah'in Resulu, dedi bu ayet ashabini cok kaygilandirdi." Hz. Peygamber: "Allah zekati, malinizda baki kalan kirliligi temizlemek icin farz kildi. Nitekim, sizden sonrakilere kalmasi icin de mirasi farz kildi" buyurdu.
Ibnu Abbas devam etti: (Resulullah'in bu aciklamasi uzerine) Hz. Omer (radiyallahu anh) sevincinden (Allahu ekber) dedi. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) aciklamasina devamla, Hz. Omer (radiyallahu anh)'e: "Kisinin kendi lehine biriktirdigi seyin ne oldugunu sana haber vereyim mi? Bu, saliha bir kadindir. Yani nazar ettigi zaman kendini hosnud kilacak, emrettigi zaman itaat edecek, evinden uzaklastigi zaman (malini ve namusunu) koruyacak olan kadin."
Ebu Davud, Zekat 32, (1664).
647 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Allah'a ve ahiret gunune inananlar mallariyla, canlariyla savasmak istediklerinden oturu geri kalmak icin senden izin istemezler.." (Tevbe, 44) ayeti, Nur suresindeki su ayetle neshedilmistir: "Dogrusu Allah'a ve Peygamberine inanan mu'minler, Peygamberle beraber bir ise karar vermek icin toplandiklarinda ondan izin almaksizin gitmezler. Ey Muhammed! Senden izin isteyenler, iste onlar, Allah'a ve Peygamberine inananlardir. Bazi isleri icin senden izin isterlerse, iclerinden diledigine izin ver, Allah'tan, onlarin bagislanmalarini dile. Allah suphesiz bagislar, merhamet eder" (Nur, 62).
Ebu Davud, Cihad 171, (2771).
648 - Ebu Mes'ud el-Bedri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Sadaka vermeyi emreden ayet (Tevbe, 103) nazil oldugu zaman biz (ucret mukabilinde) sirtlarimizda yuk tasiyor (bu yolla bir seyler kazanip ondan sadaka veriyor)duk. Bir adam (Abdurrahman Ibnu Avf) gelerek cok miktarda bagista bulundu. (Munafiklar dedikodu yaparak onun hakkinda, gosteris yapiyor), muradi dediler. Hemen su ayet nazil oldu:
"Sadaka vermekle gonulden davranan mu'minlere dil uzatan ve ancak ellerinden geldigi kadar verebilenlerle alay eden kimselere bu davranislarinin cezasini Allah verir. Onlara can yakici azab vardir" (Tevbe 79).
Buhari, Zekat 10, Icare 13, Tefsir, Berae 11; Muslim, Zekat 72, (1018); Nesai, Zekat 48, (5, 59).
649 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: Abdullah Ibnu Ubey Ibni Selul oldugu zaman oglu (radiyallahu nah) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in huzur-i alilerine cikip, mubarek gomleklerini babasina kefen olarak vermesini talep etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) talebi kabul edip verdi. Bunun uzerine, babasinin cenaze namazini kildirivermesini talep etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu talebi de kabul etti ve namaz kildirmak uzere kalkti. Ancak, Hz. Omer (radiyallahu anh) kalkarak Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in elbisesinden tuttu ve: "Ey Allah'in Resulu, Rabbin seni, ona namaz kilmaktan men etmisken, sen nasil ona namaz kilarsin?" diye mudahale etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Allah beni muhayyer birakmistir, zira: "Onlarin ister bagislanmasini dile, ister dileme, birdir. Onlara yetmis defa bagislanma dilesen de Allah onlari bagislamayacaktir" (Tevbe, 80) buyurmaktadir. ben yetmisden de fazla bagislama talebinde bulunacagim" dedi. Hz. Omer (radiyallahu anh): "Ama, o munafiktir!" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buna ragmen onun ardindan namaz kildi. Bunun uzerine Cenab-i Hakk su ayeti inzal buyurdu: "Onlardan olen hic kimse icin ebediyyen namaz kilmayacaksin, mezari basinda da durmayacaksin. Cunku onlar Allah ve Resulune inanmadilar, fasik olarak olduler" (Tevbe, 84)
Hz. Omer (radiyallahu anh) der ki: "Sonra o gun Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a karsi izhar ettigim cur'ete hayret ettim. Allah ve Resulu daha iyi bilirler." (Bu son cumlenin Ibnu Abbas'in sozu olma ihtimali de mevcuttur).
Buhari, Cenaiz 85, Tefsir, Berae 12; Muslim, Fedailu's-Sahabe 25, (2400), Sifatu'l-Munafikin 3, (2744); Tirmizi, Tefsir 3096 H.; Nesai, Cenaiz 69, (4, 68).
Tirmizi'nin rivayetinde su ziyade var: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu ayetten sonra munafiklarin cenaze namazini kilmadi."
650 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Su ayet Kuba halki hakkinda nazil olmustur: (Mealen): "Orada, arinmak isteyen insanlar vardir. Allah arinmak isteyenleri sever" (Tevbe 108).
Tirmizi, Tefsir, Berae (3099); Ebu Davud, Taharet 23 (44); Ibnu Mace, Taharet, (357).
"Onlar Allah'i birakip hahamlarini, papazlarini ve Meryem oglu Mesih'i rableri olarak kabul ettiler. Oysa tek ilahtan baskasina kulluk etmemekle emrolunmuslardi. Ondan baska ilah yoktur. Allah, kostuklari eslerden munezzehtir." (Tevbe, 31).
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) devamla: "Aslinda onlar, bunlara (ruhbanlarina) tapinmadilar, ancak bunlar (Allah'in haram ettigi bir seyi) kendileri icin helal kilinca hemen helal addediverdiler, (Allah'in helal kildigi bir seyi de) kendilerine haram edince hemen haram addediverdiler."
Tirmizi, Tefsir, Berae, (3094).
642 - Tabiinden Zeyd Ibnu Vehb anlatiyor: "Rebeze'ye ugramistim. Orada Ebu Zerr (radiyallahu anh)'i gordum. Kendisine: "Seni buraya getiren sebep nedir?" diye sordum. Soyle acikladi: "Sam'daydim. Bir ayet hakkinda Muaviye (radiyallahu anh) ile ihtilafa dustuk. Ayet su: "Ey iman edenler! Hahamlar ve rahiplerin cogu, insanlarin mallarini haksizlikla yerler. Allah yolundan alikoyarlar. Altin ve gumusu biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakici bir azabi mujdele. Bunlar cehennem atesinde kizdirildigi gun, alinlari, bogurleri ve sirtlari onlarla daglanacak. "Bu, kendiniz icin biriktirdiginizdir, biriktirdiginizi tadin" denecek" (Tevbe, 34-35). Muaviye (radiyallahu anh): "Bu ayet ehli kitap hakkinda inmistir" dedi. Ben ise: "Hem bizim, hem de onlar hakkinda indi" dedim. Bu mesele uzerinde aramizda ihtilaf cikti. Halife Hz. Osman (radiyallahu anh)'a yazarak beni sikayet etti. Hz. Osman bana yazarak Medine'ye gelmemi emretti. Bunun uzerine Medine'ye geldim. Halk, sanki daha once beni hic gormemis gibi, coklukla etrafimi sardi. Durumu Osman (radiyallahu anh)'a actim. Bana: "Istersen buraya yakin bir yere git" dedi. Iste beni buraya getiren gercek sebep budur. Benim uzerime Habesli siyahi bir koleyi amir tayin etseler mutlaka dinler, itaat ederim."
Buhari, Zekat 4, Tefsir, Berae 6.
643 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir bedevi kendisine: "Bana su ayet hakkinda acilamada bulun, dedi ve ayeti okudu: "Altin ve gumusu biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakici bir azabi mujdele" (Tevbe 35). Ibnu Omer su cevabi verdi:
-"Kim onu biriktirir ve zekatini vermezse vay haline! Bu ayet zekat emri gelmezden onceye aittir. Zekat emri gelince, Allah zekati mallar icin bir temizlik kildi."
Buhari, Zekat 4, Tefsir, Berae 6; Muvatta, Zekat 1, (1, 256).
644 - Muvatta'da soyle denmistir: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e "(Azaba sebep olacak) hazine nedir?" diye sorulunca: "Zekati verilmeyen maldir" diye cevap verdi."
Muvatta, Zekat 1, (1, 256).
645 - Sevban (radiyallahu anh) anlatiyor: "Altin ve gumusu biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakici bir azabi mujdele" ayeti nazil oldugu zaman biz, Hz. Peygamber'le bir seferde bulunuyorduk. Ashabindan bazisi: "Ayet altin ve gumus hakkinda indi, hangi malin daha hayirli oldugunu keske bilseydik?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi: "(Sahip olunan seylerin en efdali: Zikreden bir dil, sukreden bir kalb, kocasinin imanina yardimci olan saliha bir zevcedir."
Tirmizi, Tefsir, Berae (3093).
646 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Altin ve gumusu biriktirip Allah yolunda sarfetmeyenlere can yakici bir azabi mujdele" ayeti nazil oldugu zaman, Muslumanlar bundan fazlaca kaygulandilar. Hz. Omer (radiyallahu anh): "Ben sizin uzuntunuzu giderecegim, haydi gelin" dedi ve gidip Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e muracaat ederek: "Ey Allah'in Resulu, dedi bu ayet ashabini cok kaygilandirdi." Hz. Peygamber: "Allah zekati, malinizda baki kalan kirliligi temizlemek icin farz kildi. Nitekim, sizden sonrakilere kalmasi icin de mirasi farz kildi" buyurdu.
Ibnu Abbas devam etti: (Resulullah'in bu aciklamasi uzerine) Hz. Omer (radiyallahu anh) sevincinden (Allahu ekber) dedi. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) aciklamasina devamla, Hz. Omer (radiyallahu anh)'e: "Kisinin kendi lehine biriktirdigi seyin ne oldugunu sana haber vereyim mi? Bu, saliha bir kadindir. Yani nazar ettigi zaman kendini hosnud kilacak, emrettigi zaman itaat edecek, evinden uzaklastigi zaman (malini ve namusunu) koruyacak olan kadin."
Ebu Davud, Zekat 32, (1664).
647 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Allah'a ve ahiret gunune inananlar mallariyla, canlariyla savasmak istediklerinden oturu geri kalmak icin senden izin istemezler.." (Tevbe, 44) ayeti, Nur suresindeki su ayetle neshedilmistir: "Dogrusu Allah'a ve Peygamberine inanan mu'minler, Peygamberle beraber bir ise karar vermek icin toplandiklarinda ondan izin almaksizin gitmezler. Ey Muhammed! Senden izin isteyenler, iste onlar, Allah'a ve Peygamberine inananlardir. Bazi isleri icin senden izin isterlerse, iclerinden diledigine izin ver, Allah'tan, onlarin bagislanmalarini dile. Allah suphesiz bagislar, merhamet eder" (Nur, 62).
Ebu Davud, Cihad 171, (2771).
648 - Ebu Mes'ud el-Bedri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Sadaka vermeyi emreden ayet (Tevbe, 103) nazil oldugu zaman biz (ucret mukabilinde) sirtlarimizda yuk tasiyor (bu yolla bir seyler kazanip ondan sadaka veriyor)duk. Bir adam (Abdurrahman Ibnu Avf) gelerek cok miktarda bagista bulundu. (Munafiklar dedikodu yaparak onun hakkinda, gosteris yapiyor), muradi dediler. Hemen su ayet nazil oldu:
"Sadaka vermekle gonulden davranan mu'minlere dil uzatan ve ancak ellerinden geldigi kadar verebilenlerle alay eden kimselere bu davranislarinin cezasini Allah verir. Onlara can yakici azab vardir" (Tevbe 79).
Buhari, Zekat 10, Icare 13, Tefsir, Berae 11; Muslim, Zekat 72, (1018); Nesai, Zekat 48, (5, 59).
649 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: Abdullah Ibnu Ubey Ibni Selul oldugu zaman oglu (radiyallahu nah) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in huzur-i alilerine cikip, mubarek gomleklerini babasina kefen olarak vermesini talep etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) talebi kabul edip verdi. Bunun uzerine, babasinin cenaze namazini kildirivermesini talep etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu talebi de kabul etti ve namaz kildirmak uzere kalkti. Ancak, Hz. Omer (radiyallahu anh) kalkarak Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in elbisesinden tuttu ve: "Ey Allah'in Resulu, Rabbin seni, ona namaz kilmaktan men etmisken, sen nasil ona namaz kilarsin?" diye mudahale etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Allah beni muhayyer birakmistir, zira: "Onlarin ister bagislanmasini dile, ister dileme, birdir. Onlara yetmis defa bagislanma dilesen de Allah onlari bagislamayacaktir" (Tevbe, 80) buyurmaktadir. ben yetmisden de fazla bagislama talebinde bulunacagim" dedi. Hz. Omer (radiyallahu anh): "Ama, o munafiktir!" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buna ragmen onun ardindan namaz kildi. Bunun uzerine Cenab-i Hakk su ayeti inzal buyurdu: "Onlardan olen hic kimse icin ebediyyen namaz kilmayacaksin, mezari basinda da durmayacaksin. Cunku onlar Allah ve Resulune inanmadilar, fasik olarak olduler" (Tevbe, 84)
Hz. Omer (radiyallahu anh) der ki: "Sonra o gun Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a karsi izhar ettigim cur'ete hayret ettim. Allah ve Resulu daha iyi bilirler." (Bu son cumlenin Ibnu Abbas'in sozu olma ihtimali de mevcuttur).
Buhari, Cenaiz 85, Tefsir, Berae 12; Muslim, Fedailu's-Sahabe 25, (2400), Sifatu'l-Munafikin 3, (2744); Tirmizi, Tefsir 3096 H.; Nesai, Cenaiz 69, (4, 68).
Tirmizi'nin rivayetinde su ziyade var: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu ayetten sonra munafiklarin cenaze namazini kilmadi."
650 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Su ayet Kuba halki hakkinda nazil olmustur: (Mealen): "Orada, arinmak isteyen insanlar vardir. Allah arinmak isteyenleri sever" (Tevbe 108).
Tirmizi, Tefsir, Berae (3099); Ebu Davud, Taharet 23 (44); Ibnu Mace, Taharet, (357).
- Yüzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik
değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere,
kitaba ve bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere,
yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve
mal verirler. Namazı kılarlar, zekatı verirler. Bir de andlaştıkları zaman
sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve
harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte
doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır.(Bakara, 2/177).
- Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça, gerçek iyiliğe
asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.(Ali
İmran, 3/92).
- Mallarını gece ve gündüz, gizlice ve açıkça infak edenler yok mu,
işte onların Rableri katında ecir ve mükafatları vardır. Ve onlara
herhangi bir korku yoktur, onlar hiçbir zaman mahzun da olmazlar.(Bakara,
2/274).
- O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için
harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik
edenleri sever(Ali İmran, 3/134).
- Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler. Size sırf
Allah rızası için yemek yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir
teşekkür bekliyoruz. Biz sert ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız.
derler. (İnsan, 76/8-10).
- Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte
siz de rükû edin.(Bakara, 2/43).
- Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve
üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da
böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu
sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne
kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın
lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar
olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun,
namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere
mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha
hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış
dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.(Müzemmil, 73/20).
- Sadakalar ancak şunlar içindir: Fakirler, yoksullar, o işte
çalışan görevliler, müellefe-i kulûb (kalbleri İslâm'a ısındırılacaklar),
köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar. Allah tarafından
böyle farz kılındı. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Tevbe, 9/60).
- Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak
vardı. (Zariyat, 51/19).
- Sadakaları açıkça verirseniz o, ne iyi olur; yok eğer onları
gizler de fakirlere öyle verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve
günahlarınızın birçoğunun bağışlanmasına sebep olur. Bilin ki, Allah, her
ne yaparsanız hepsinden haberdardır.(Bakara, 2/271).
·
Yüzlerinizi
bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o
kimselerdir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve bütün
peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda
kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler. Namazı
kılarlar, zekatı verirler. Bir de andlaştıkları zaman sözlerini yerine
getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında
sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır,
korunanlar da bunlardır.(B akara 177)
·
Sevdiğiniz
şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça, gerçek iyiliğe asla erişemezsiniz. Her
ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.(Ali İmran 92)
·
Mallarını
gece ve gündüz, gizlice ve açıkça infak edenler yok mu, işte onların Rableri
katında ecir ve mükafatları vardır. Ve onlara herhangi bir korku yoktur, onlar
hiçbir zaman mahzun da olmazlar.(Bakara 274)
·
(Allah'tan
hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini
yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever(Ali İmran 134)
·
Düşküne,
yetime ve esire seve seve yemek yedirirler. Size sırf Allah rızası için yemek
yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz. Biz sert ve
belalı bir günde Rabbimizden korkarız. derler. (İnsan 8-10)
·
Hem
namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû
edin.(Bakara 43)
·
Rabbin,
senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını,
seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece
ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi
affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden
hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah
yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan
kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel
bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her
iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız.
Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet
edendir.(Müzemmil 20)
·
Sadakalar
ancak şunlar içindir: Fakirler, yoksullar, o işte çalışan görevliler,
müellefe-i kulûb (kalbleri İslâm'a ısındırılacaklar), köleler, borçlular, Allah
yolundakiler, yolda kalmışlar. Allah tarafından böyle farz kılındı. Allah her
şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (tevbe 60)
·
Onların
mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardı. (Zariyat 19)
·
Sadakaları
açıkça verirseniz o, ne iyi olur; yok eğer onları gizler de fakirlere öyle
verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızın birçoğunun bağışlanmasına
sebep olur. Bilin ki, Allah, her ne yaparsanız hepsinden haberdardır.(Bakara
271)
0 yorum:
Yorum Gönder